DEVAM: 23 - İLİMDEN
FAYDALANMAK VE ONUNLA AMEL ETMEK BABI
حَدَّثنَا
مُحَمَّد بْن
الصباح.
أَنْبَأَنَا
الوليد بْن
مسلم، عَن
يَحْيَى بْن
عَبْد الرحمن
الكندي، عَن
عُبَيْد
اللَّه بْن
أَبِي بردة،
عَن ابْن
عَبَاس،
-
عَن
الْنَّبِيّ
صَلى اللَّه
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ،
قَالَ ((أَن
أناسا من أمتي
سيتفقهون
فِيْ الدين،
ويقرأون
القرآن،
ويقولون: نأتي
الأمراء
فنصيب من
دنياهم
ونعتزلهم بديننا،
ولا يكون ذلك.
كَمَا لاَ
يجتنى من
القتاد
إِلاَّ الشوك.
كذلك لاَ
يجتنى من قربهم
إِلاَّ)).
قَالَ
مُحَمَّد بْن
الصباح: كأنه
يعني الخطايا.
فِيْ
الْزَوَائِدِ:
إِسْنَادُهُ
ضَعِيْف. وعبيد
اللَّه بْن
أَبِي بردة
لاَ يعرف.
(Abdullah)
İbni Abbas r.a.’dan Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu, dediği
rivayet olunmuştur:
'' Şüphesiz benim
ümmetimden bazı insanlar dinde fıkıh bilgisine sahip olduğunu idda edecekler.
Kur'an okuyacaklar ve diyecekler ki: Biz emirler sınıfına varıyor,
dünyalıklarından yararlanıyoruz. Fakat dindarlığımız hususunda onlardan uzak
durup (bu yönden bize bir zarar ilişmiyor) derler. Halbuki onların dediğinin
gerçekleşmesi mümkün değildir. Katad (adındaki dikenli ve meyvesiz ağaç)dan
geven dikeninden başka (bir meyve) toplamak mümkün olmadığı gibi emirlere
yaklaşmaktan, bir şey toplanamaz. Ancak… ''
(İbni Maceh diyor
ki) Ravi Muhammed bin es-Sabbah dedi ki: Zannımca Resulullah s.a.v. ''hataları
kasdetti.''
Not: Zevaid de
: ‘’Bu hadis’in isnadı zayıftır ve Ubeydullah bin ebi Bürde bilinmiyor
tanınmıyor.’’ Deniyor.
AÇIKLAMA:
Miftahu'l-Hace
yazarı diyor ki hadisten kasdedilen mana şudur:
Kur'an okuyan
fıkıh bilgsi olduğunu iddia eden bazı kimseler, zaruri ihtiyaçları ve önemli
bir işleri olmadığı halde emirler sınıfının yanına giderek, fazilet ve ilim
sahibi olduklarını açıklar, bir takım mal ve makam koparmak isterler. Bu tip
kimselere:
«İlim ile bu
tür davranışlar birbiri ile bağdaşmaz, niçin böyle hareket ediyorsunuz»,
denildiği zaman şöyle cevaplarlar:
«Biz emirlere
varıp onların dünyalıklarından yararlanırız. Ama dini vecibelerimiz bakıInından
onlardan uzak dururuz.» Halbuki birdiğerine zıt iki şeyi toplamak imkansızdır.
Katad, dikenden başka meyvesi olmıyan bir ağactır. Bu ağaçtan meyve olarak
dikenden başka bir şey toplamak mümkün değildir. Emirlere yakınlıktan bir gelir
beklenemez. Beklenen şey ne olabilir? Hadiste Nebi'in sözünde emirlerden
alınabilen şey yani müstesna anılmamıştır. Ravi anılmak istenen şeyin «hatalar»
oldugunu sanıyorum, diyor. Şu halde onlara yaklaşmaktan beklenebilen gelir
hatalar ve günahlar olmuş olur.
Miftahü'I-Hace
müellifi diyor ki: Rivayet edildiğine göre Zühri'ninPadişahlarla oturup
kalkmaya başladığını duyan kardeşi ona yazdığı mektupta kısaca demiştir:
Ey Zühri! Allah
bizi ve seni fitneler hastalığından kurtarsın. Sen ayıp. bir duruma düştün ki,
seni tanıyan herkes sana dua etmelidir. Çünkü Aııah'ın kitabını ve Nebi'in
sünnetini bilmek nimetini
Sindi diyor ki:
Emirlere yaklaşmanın katad ağacından diken toplamaya benzetilmesi ile onlara
yaklaşmaktan dini yönden zarar etmekten başka bir sonuç alınmıyacagına işaret
ediliyor. Çünkü; kişi için Allah tarafından takdir edilmiş olan rızık ve
menfaatlar behemhal sahibini bulacaktır. İster emirlerin kapısına gidilsin
ister gidilmesin netice değişmez. O halde onların kapılarına gidilmekle yeni
bir kazanç sağlanacak değildir. Ama bununla beraber dini yönden zarara uğramak
da vardır. Şöyle de söylenebilir.
İlahi takdir
meçhulümüz olup dış görünüşe göre emirlerin sohbetinde bulunmak ve onlarla
ihtilat yapmak suretiyle elde edilen dünyalık menfaat. bu ilişkilerle uğranılan
zarar'a kıyasla çok az olduğu için yok gibidif. Dolayısı ile zarardan başka bir
şey kalmamış sayılır.
Muhammed bin
Seleme'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Pislikler üzerine konan kara sinek,
bahis konusu zümrenin kapısına varıp okuyucu olduğunu söyliyenden daha iyidir.